Genel

İstanbul’da “Ünlülere Operasyon” — İsimler Adli Tıp’a, Sosyal Medya Kaynıyor

İstanbul’da “Ünlülere Operasyon” — İsimler Adli Tıp’a, Sosyal Medya Kaynıyor - Meke Ajansı Özel İçerik Ekibi

Abone Ol

Bu sabah İstanbul’da geniş çaplı bir soruşturma kapsamında, çok sayıda tanınmış şarkıcı, oyuncu ve sosyal medya fenomeninin ifadeleri alındı; adli tıp işlemleri için kan, idrar ve saç örnekleri toplandı. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu talimatıyla İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri sabah saatlerinde işlem yaptı. Operasyonun kapsamı ve dosya içeriği hakkında soruşturma gizliliği kararı olduğu bildiriliyor.

Basına yansıyanlara göre ifadeleri ve numuneleri alınan isimler arasında İrem Derici, Hadise, Kubilay Aka, Kaan Yıldırım, Berrak Tüzünataç, Demet Evgar, Özge Özpirinçci, Mert Yazıcıoğlu, Dilan–Engin Polat çifti, Metin Akdülger, Ceren Moray ve daha birçok isim var. Bazı isimler yurt dışında oldukları için ifadeleri sonra alınacak; listeler farklı kaynaklarda küçük farklılıklar gösterse de medya büyük oranda aynı başlıklar etrafında birleşti. Özetle: çok sayıda tanınmış isim dosyada adı geçenler arasında yer alıyor.

Ünlülerin ve avukatların ilk tepkileri

İsimlerinden biri olan İrem Derici’nin avukatı kamuoyuna kısa bir açıklama yaptı: “Müvekkilim hakkında şu an için resmî ve detaylı bir bilgilendirme yapılmadı; ifade verme ve örnek alma işlemleri yürütülüyor, sürecin sonlanmasını bekliyoruz.” Benzer şekilde başka isimlerin danışmanları da “gözaltı” haberlerini yalanlayan veya “şu an için sadece ifade ve örnek alma işlemi” vurgusu yapan açıklamalar yaptılar. Bazı isimler ise işlem sonrası kısa sosyal medya paylaşımlarıyla (ya adlarını sildi, ya da nötr ifadelerle) durumu takipçilere aktardı; resmî savunma metinleri ilerleyen saatlerde detaylanacak gibi duruyor.

Haber Odalarının Vicdanı — Etik, İsim Hakları ve Doğruluk

Medya cephesinde tartışma bu kez sadece olayın kendisiyle değil, haberin nasıl verildiğiyle de büyüyor. “Hangi bilgiyi, ne zaman ve nasıl paylaşmalı?” sorusu yeniden gündemde. Soruşturma gizliliği sürerken, kulis bilgileri hızla yayılıyor; bu da hem yanlış isimlerin anılması hem de kişisel hakların zedelenmesi riskini artırıyor.

Gazetecilik etiği gereği, doğrulanmamış bilgilerin ve kişisel detayların yayımlanması büyük bir sorumluluk doğuruyor. Ancak öte yanda kamuoyunun merakı, medya üzerindeki baskıyı artırıyor. Bu denge noktasında habercilik, hızla doğruluk arasında ince bir ipte yürüyor.

Sonuç olarak, her paylaşılan satırın hem bir tıklama değeri hem de bir insan itibarı var. İşte tam da bu yüzden, bu tür soruşturmalarda haber odalarının vicdanı, sadece haberi değil, haberciliğin kendisini de yargı önüne çıkarıyor.

Sosyal medyada manzara — öfke, dalga, şüphe

Operasyon sosyal medyada saniyeler içinde trend oldu. Instagram, X (eski Twitter) ve reels/shorts videolarla durum anbean yayıldı; birçok paylaşımla birlikte hem “adalet yerini bulsun” çağrıları yükseliyor hem de “niye sadece bazı tür müziğin isimleri yok?” şeklinde sorgulamalar ortaya çıktı. Bazı kullanıcılar, listenin rapçilerden yoksun olmasına dikkat çekerek seçici uygulama suçlaması yaptı; diğerleri ise medyanın “şok” yaklaşımını eleştirip masumiyet karinesinin hatırlatılmasını istedi. Ayrıca kısa süre içinde ortaya çıkan görüntü ve numune verme videoları, kullanıcılar arasında hem empati hem de alay konusu oldu—haber döngüsü hızla magazinsel bir arenaya döndü. (Örnek paylaşımlar ve kısa video klipler çeşitli hesaplarda yayımlandı; bazı gönderiler hızla silinirken bazılarına erişim halen açık.)

Hukuki süreç analizi – Gözaltı mı, ifade mi, suçlama ne?

Olayın hukuki zemini “TCK 190” (uyuşturucu madde kullanımını özendirmek) ve “TCK 191” (kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak) maddelerine dayanıyor. Ancak buradaki kritik fark şu: hiçbir ünlü hakkında “tutuklama kararı” yok. Süreç, “ifade alma ve delil toplama” aşamasında. Bu, kolluğun yargı sürecini bilgilendirme amaçlı başlattığı bir prosedür.
Bazı isimlerden alınan saç ve kan örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda analiz edilecek. Sonuçlar savcılığa ulaştığında, herhangi bir yasadışı madde tespiti olursa dosya bireysel suç duyurusuna dönüşebilir. Tersi durumda, birçok ünlü hakkındaki iddialar düşecek veya “takipsizlik” kararıyla kapanacak.

Avukatlar bu süreci “rutin inceleme” olarak nitelendiriyor. Fakat kamuoyu nezdinde yaratılan algı — yani “ünlüler gözaltında” başlığı — yargı sürecinden bağımsız, medyanın dramatik diliyle büyüyen bir köpük haline geldi. Meke Ajansı olarak konuşacak olursak: “Yargı açıklamadan hüküm verilmez, fotoğraf çekilmeden hikâye bitmez.”

Tepkiler — Sessizlik, mizah ve öfke arasında

Hadise’nin sosyal medya hesapları kapalı değil ama olağan dışı sessiz. İrem Derici ise olaya ilişkin dolaylı bir paylaşım yaptı: “Gündemi ben de sizden öğreniyorum.” Kubilay Aka’nın yakın çevresi “birkaç saat sonra serbest kalacak” bilgisini paylaştı. Demet Evgar’ın menajeri “ifade verildi, konu kapandı” derken, Dilan Polat’ın avukatı “dosyada uyuşturucu değil, reklam bağlantılı bir iddia var” açıklaması yaptı.
Bazı fenomenler bu olayı tiye aldı, “bizi de çağırın, eksik kalmayalım” tarzında ironik paylaşımlar dolaşıma girdi. Ancak hukukçular, mizahın da suç teşkil eden bir soruşturmayı hafife alabileceğini hatırlattı.

Sosyal medya özellikle ikiye bölünmüş durumda: Bir taraf “adalet herkese eşit uygulanmalı” diyerek destek verirken, diğer taraf “gösteri operasyonu” olarak değerlendiriyor. Bu ikilik, toplumsal güvenin hukuk üzerindeki algısını bir kez daha gündeme taşıdı.

Meke Ajansı Yorumu – Manşet ötesi gerçeklik

Bu operasyonun özeti şu: Hukuki olarak hiçbir ünlü şu an tutuklu değil, ama kamuoyunda hepsi hüküm yemiş gibi konuşuluyor.
İşin özü, yargı sürecinin başlamasından çok, medya çağında “ilk manşeti kimin attığı” yarışı. Fakat mesele bundan ibaret değil. Çünkü bu dosya, Türkiye’de hem kültürel figürlerin toplum üzerindeki etkisini hem de adalet mekanizmasının medya ile ilişkisini yeniden tartışmaya açtı.

Adaletin yönü, kan tahlillerinden değil; kamuoyunun vicdanından okunuyor. Fakat vicdan bazen manşetlerden daha hızlı yanıyor. Bu yüzden haber merkezleri dikkatli olmalı: bir kelime, bir fotoğraf, bir başlık... hepsi bir kariyeri, bir hayatı ya da bir toplumsal algıyı yıkabiliyor.
Meke Ajansı olarak bu dosyayı “magazin olayı” olarak değil, “medya-sosyoloji-hukuk üçgeninde” bir kırılma anı olarak görüyoruz.

Son Söz

Şu an elimizdeki tablo net:

  • Tutuklu yok, ancak çok sayıda ifadeye başvuruluyor.

  • Deliller Adli Tıp’ta inceleniyor.

  • Sosyal medya davayı yargıdan önce bitirdi bile.

  • Bazı ünlüler süreci mizahla karşılarken, bazıları sessizliği tercih etti.

  • En önemlisi, hukuk hâlâ konuşmadı.

Gerçek tabloyu belirleyecek olan, savcılıktan gelecek resmi açıklama olacak.
O zamana kadar tüm iddialar iddia, tüm suçlamalar şüphe, tüm söylentiler ise dedikodu statüsünde.

📍 Hazırlayan: Meke Ajansı Özel İçerik Ekibi
📅 8 Ekim 2025 – İstanbul